Günlük hayat kısa sorular/cevaplar (INGILIZCE) | |
TANIŞMA (introducing) - What is your name? adınız ne? - My name is john adım john - What do you do? - what is your job? ne yaparsın? (işin nedir?) - I am student at university üniversite öğrencisiyim - Where do you live? nerede yaşıyorsun? - I live in san fransisco,usa San fransisco'da oturuyorum - What do you do in spare times? boş zamanlarda ne yaparsın? - I am twentyone years old yirmi bir yaşındayım - Where are you from? neredensin? - I am from Turkiye Türkiye'denim SELAMLAŞMA (greeting) - Welcome hoşgeldiniz - Hello/hi/hey merhaba - How are you? nasılsın? - Thanks,I am fine,or you teşekkürler,ben iyiyim,ya siz - Good morning / good afternoon / good evening günaydın / iyi günler / iyi akşamlar - what is your name? adınız ne? - Nice to meet you tanıştığımıza sevindim - Take care of yourself kendine iyi bak - Good bye güle güle - Have a nice day iyi günler DAVET (invitation) - Are you ready hazır mısın? - Let's go gidelim - What are you doing tonight? bu akşam ne yapıyorsun? - Are you free tomorrow? yarın boş musun? - Shall we go to the cinema? sinemaya gidelim mi? - Would you like to to come with me? benimle gelmek ister misin? - Do you want me to take you? seni almamı ister misin? - Would you like to dance with me? benimle dans etmek ister misin~miydin? - I would like to come gelmek isterdim~im - What about going concert Konsere gitmeye ne dersin - Do you love me? beni seviyor musun? - I love you much seni çok seviyorum - Would you marry me? benimle evlenir misin? YER,YOL SORMAK (asking direction) - I am lost kayboldum - Can you help me? bana yardım edebilir misiniz? - Where is here? burası neresi? - Where is the post office? postane nerede? - Is there any restaurant here? burada hiç restarant var mı? - Sorry,I don't know üzgünüm,bilmiyorum - How can I get to the hospital? hastaneye nasıl ulaşabilirim - Can you show me the way to the stadium? bana stadyum yolunu gösterebilir misiniz? - Go straight on dümdüz git - Turn right-left sağa-sola dön - It is the first street on the right o sağdaki ilk caddede SAAT SORMA,SÖYLEME (asking,telling time) - What time is it? saat kaç? - What is the time? zaman ne,saat kaç? * Bir saatin belli bölümlerini örnek verelim,aslında saat sorup söylemenin çok kolay olduğunu göreceksiniz! - 09.00 (it is) nine o'clock - 09.05 (it is) five past nine - 09.15 (it is) a quarter past nine - 09.30 (it is) half past nine - 09.40 (it is) twenty to ten - 09.45 (it is) a quarter to ten - 09.55 (it is)five to ten * İngilizce'de dakika 30 u geçtikten sonra saatler artık var diye söylenir. * Parantez içinde verilen (it is) i isterseniz atabilirsiniz. TELEFONDA KONUŞMA (speaking on the phone) - Who is that? Kimsiniz,kiminle konuşuyorum? - That is Linda ben Linda - Can I speak to Kaan,please? Kaanla konuşabilir miyim,lütfen? - How can I help you? size nasıl yardımcı olabilirim? - Could you wait a moment,please? bir saniye bekleyebilir misiniz,lütfen? - Kaan is not here now ,he has gone out kaan burada değil,şimdi dışarı çıktı - Could you call again later,please? lütfen daha sonra tekrar arayabilir misiniz? - Plesae,wait a moment,I am connecting… lütfen bekleyin,bağlıyorum… - Not at all,have a nice day! Önemli değil,iyi günler! TEBRİK ETME,KUTLAMA (congratulation) - I congratulate you on entering the univeristy üniversiteye girmenden ötürü seni tebrik ederim. - I heard about your success başarını duydum - I would like to congratulate you seni tebrik etmek isterim - We believe that you can succeed in this bunu başarabileceğine inanıyoruz. - We look forward to good news from you senden güzel haberler bekliyoruz - I got pleased to hear your success başarını duyduğuma çok sevindim. - Congratulations! tebrikler! ÖZÜR DİLEMEK (to apologize) - I apologize to you for shouting at you sana bağırdığım için senden özür dilerim - Excuse me beni affet - I know,I was faulty biliyorum,ben hataydım. - I am sorry üzgünüm - what can I do for you? senin için ne yapabilirim? - Everybody can make a mistake herkes bir hata yapabilir - Please,return to me lütfen,bana geri dön - What would you do if you were me? benim yerimde olsan sen ne yapardın? - Plese,try to understand me lütfen,beni anlamaya çalış OLASILIK,İHTİMAL (probability) - Probably / certainly,absolutely muhtemelen / kesinlikle - Maybe belki, bir ihtimal, olabilir - Anyone is coming to here,he might be Erdal Buraya birisi geliyor,o Erdal olabilir. - Linda may come to the party Linda partiye gelebilir. Not: olasılık içeren olumlu bir cümlede may kullanabildiğimiz her yerde might ve could da kullanabiliriz.Aralarında çok bir fark yoktur. - Amanda must be late amanda geç kaldı (burada ise kesine yakın bir ihtimal var.çünkü cümleyi söyleyen kişi örneğin amandayı trafikte takılı görmüş ve geç kaldığından emin) - I could have gone out, but I didnt dışarı çıkabilirdim,fakat yapmadım. - I cant go to there now şimdi oraya gidemem (mümkün değil) - It is possible bu mümkündür,olabilir - It is impossible bu mümkün değil,imkansız ALIŞVERİŞ (shopping) - How much is this ? bu ne kadar? - Can I try it on me ? onu deneyebilir miyim? - Have you got smaller one? daha küçüğü var mı? - Could you give me anything off? biraz ikram edebilir misiniz,düşebilir misiniz? - I would like to buy some milk biraz süt almak istiyorum - I would like to buy a bottle of water bir şişe su alabilir miyim - I want to look anything else başka bir şey bakmak istiyorum - I liked that bunu beğendim - Shop is open / closed mağaza açık / kapalı RİCA,İSTEK (REQUEST) -Please (Lütfen) -Can you give me a ... please? (Bana bir ... verebilir misiniz lütfen?) -I am sorry to trouble you. (Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim.) -Can you show me the way,please? (Lütfen bana yolu gösterir misiniz?) -Will you shut the door,please? (Kapıyı kapatır mısınız lütfen?) -Could you do me a favour? (Bana bir iyilikte bulunabilir misiniz?) -Excuse me. (Müsaade eder misiniz?/Affedersiniz.) -Could you tell me where ... is? (... nin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?) -I don't want anything. (Hiçbir şey istemiyorum.) -Could you pass the ... please? (... yı uzatabilir misinz lütfen?) -Can I make a telephone call? (Bir telefon edebilir miyim?) -Where can I get a phonecard? (Nereden telefon kartı alabilirim?) -Where can I find an internet cafe? (Nerede bir internet cafe bulabilirim?) -How can I send an e-mail? (E-mail nereden gönderebilirim?) -Is there a public telephone? (Kontörlü telefon var mı?) -May I use your mobile phone? (Cep telefonunuzu kullanabilir miyim?) -Can I ask you a question? (Size bir soru sorabilir miyim?) EĞİTİM-ÖĞRETİM BİLGİLERİ -Are you a student? (Öğrenci misiniz?) -Which school did you finish? (Hangi okuldan mezunsunuz?) -Which school do you attend? (Hangi okula gidiyorsunuz?) -I finished high school. (Liseyi bitirdim.) -I am a university graduate. (Üniversite mezunuyum.) -I have a postgraduate degree. (Yükses lisans yaptım.) -Presently I study at ... University. (Henüz ... Üniversitesinde okuyorum.) -What is your department? (Hangi bölümde okuyorsunuz?) -I'm in the literature department. (Edebiyat bölümündeyim.) -I'm having postgraduate courses. (Yüksek lisans yapıyorum.) -I don't study,I work. (Okumuyorum,çalışıyorum.) YOLCULUK -I want to go to the train station. (Tren istasyonuna gitmek istiyorum.) -What time is the train to London? (Londra'ya ne zaman tren var?) -When is the next train to London? (Londra'ya bundan sonraki tren ne zaman kalkıyor?) -What platform does the train to London leave from? (Londra treni hangi perondan kalkıyor?) -Is the train from Bristol late? (Bristol'dan gelecek trenin rötarı var mı?) -How long will we stop here? (Burada ne kadar duracağız?) -When will we leave? (Ne zaman kalkıyoruz?) -How much further have we to go? (Daha ne kadar gideceğiz?) -How long will it take from here to London? (Buradan Londra'ya ne kadar zamanda gidilir?) -A turn ticket to London,please? (Londra'ya bir gidiş-dönüş bileti, lütfen.) -How long is the ticket valid? (Bu bilet ne kadar süre geçerlidir?) -Does this train go to London? (Bu tren Londra'ya gidiyor mu?) -Excuse me,is there a seat for one person? (Affedersiniz,bir kişilik boş yer var mı?) -Where is the ticket office? (Bilet gişesi nerededir?) -I want to get off at the next stop. (Bir sonraki durakta inmek istiyorum.) -Excuse me,is this seat free? (Affedersiniz,bu koltuk boş mu?) -There is no free seat left. (Hiç boş yer yok.) -Excuse me,this seat is mine. (Affedersiniz,burası benim yerim.) -I'll get on the four o'clock bus. (Saat dörtte kalkacak otobüse bineceğim.) -Which station is this? (Burası hangi istasyon?) -Do we have to change? (Aktarma yapacak mıyız?) -Is the mobile phone allowed on the bus? (Otobüste cep telefonu ile konuşulabilir mi?) -Can you take my suitcase,please? (Bavulumu alabilir misiniz lütfen?) -This isn't my luggage. (Bunlar benim eşyalarım değil.) -There is a bag missing. (Bir bavul eksik.) -How much do I owe you? (Borcum ne kadar?) -How much is a ticket to London? (Londraya bilet ücreti nedir?) -I want to make a complaint. (Şikayette bulunmak istiyorum.) -Are we going to be on time? (Zamanında varacak mıyız?) -Please tell me where to get off. (Lütfen nerede ineceğimi söyleyin.) -You get off here. (Burada inin.) BARINMA-KONAKLAMA(OTELDE) -Have you got any vacant rooms? (Boş odanız var mı?) -I want a single room. (Tek yataklı bir oda istiyorum.) -I want a double room for one night. (Bir gece için çift kişilik oda istiyorum.) -Have you got a room with bath? (Banyolu odanız var mı?) -We want a double room with shower. (Banyolu,çift kişilk bir oda istiyoruz.) -I had reserved a room. (Bir oda ayırtmıştım.) -Can I see the room? (Odayı görebilir miyim?) -All right,I like the room. (Tamam,odayı beğendim.) -No,I don't like this room,it's too dark. (Hayır,bu odayı beğenmedim,çok karanlık.) -May I have in extra ... ? (İlave bir ... alabilir miyim?) -How much a day is the room? (Odanın bir günlüğü ne kadar?) -Is breakfast included? (kahvaltı dahil mi?) -Can I pay by credit card? (Kredi kartıyla ödeme yapabilir miyim?) -I have stayed in your hotel before. (Otelinizde daha önce kaldım.) -My luggage is in the car. (Eşyalarım arabada.) -Bring my luggage to my room,please. (Eşyalarımı odama getirin lütfen.) -Wake me up at eight o'clock tomorrow,please. (Beni yarın 8 de uyandırın lütfen.) -Where can I make a telephone call? (Nereden telefon edebilirim?) -I've locked myself out of room. (Anahtarımı odada unuttum.) -The key to room number 50,please. (50 numaralı odanın anahtarı lütfen.) -I'm leaving tomorrow morning. (Yarın sabah ayrılıyorum.) -Is my bill ready? (Hesabım hazır mı?) -Have my luggage taken downstairs,please. (Eşyalarımı aşağıya indiriniz lütfen.) -Call a taxi,please. (Taksi çağırın lütfen.) -Please take my car to the garage. (Arabamı araja götürün lütfen.) -I want to have this dress ironed. (Bu elbiseyi ütületmek istiyorum.) -What time is breakfast? (kahvaltı kaçtadır?) -Can I have breakfast in my room? (Kahvaltıyı odama alabilir miyim?) -Did anyone ask for me? (Beni arayan soran oldu mu?) -Will you give me number ... ? (Bana ... numarayı bağlar mısınız?) -The wall socket is broken. (Priz bozuk.) -The heating isn't working. (Kalorifer çalışmıyor.) -The tap keeps dripping. (Musluk devamlı akıtıyor.) -Please change the bed-sheets. (Yatak çarşafımı değiştirin lütfen.) -Could you give me another blanket and pillow? (Bana bir battaniye ve yastık daha verebilir misiniz?) -I've left the key in the door. (Anahtarı kapının üstünde bıraktım.) -Is there a reduction for children? (Çocuklar için indirim var mı?) -Can you turn on the radiator? (Radyatörü açabilir misiniz?) -My room doesn't seem to have been cleaned. (odam temizlenmişe benzemiyor.) -Please give my washing to the laundry. (Lütfen çamaşırlarımı çamaşırhaneye verin.) -What's the rate for half board? (Yarım pansiyon fiyatı ne kadar?) | |